spacer
Matematiğin Yeni Yüzü 1
1
logo 1
header
Menü
Reklam
footer
YamanturkMatematik.tr.gg

Y. Matematik

Fikralar

MATEMATİKÇİ
Balonla seyehat etmekte olan bir grup yolunu kaybeder ve biraz alçalarak aşağıdaki kişiye yaklaşırlar. İçlerinden biri aşağıya bağırır:
  • — Heyyy! Şu anda nerdeyiz?
Aşağıdaki şahıs onlara şöyle bir bakar ve cevap verir:
  • — Bir balonun içinde ve oldukça alçaktasınız...
Balondaki adam doğrulur ve arkadaşlarına:
  • — Biliyor musunuz bu adam matematikçi?
Der. Bunun üzerine balondaki diğer şahıslar bunu nerden anladığını sorduklarında şöyle yanıtlar:
  • — Birincisi, söylediği şey kesin olarak doğru... İkincisi, bir işe yaramıyor...
AZİM
İskoçun biri yolda giderken bir nal bulur ve sevinç içinde şöyle der:
  • — Geriye kaldı üç nal, bir at!
İDDİA I
İki matematikçi aralarında tartışmaktadır. Bunlardan biri aslında matematiği herkesin az-çok bildiğini iddia ederken, diğeri de öyle olmayıp sadece eğitimini almış insanların bildiğini savunmaktadır. Sonunda bu meseleyi tartışarak halledemeyeceklerinin farkına varırlar ve teklifte bulunur herkesin bildiğini iddia eden:
  • - Şurada bir restoran var. Girelim oraya ve oradaki garson kıza x'in integralini soralım. Kabul ediyor musun?..
Diğeri hemen kabul eder. Öyle ya, x'in integralini bilen kaç tane garson kız vardır ki? Ne var ki, bu tartışmayı planlamış bulunan diğeri daha önceden garson kıza gidip, ona bir miktar karşılık önererek kendisine sorulacak olan soruya  x2/2  cevabı vermesi hususunda anlaşmıştır. Neyse, gelirler restorana ve o kızı görüp yanına gelirler. Kıza:
  • - Afedersiniz, size bir soru sorabilir miyiz?..
derler. Kız kabul edince de soruyu sorarlar. Garson kız pek fazla düşünmeden:
  • - x2/2...
diye cevap verir. Biri kazanmanın sevinci, biri de kaybetmenin hüznüyle teşekkür ederek ayrılırlarken garson kız arkadan seslenir:
  • - Bir de... C sabiti var...
ÇİFTE OLUMLULAMA
Ünlü bir filozof dilbilim üzerine bir konuşma yapıyordu. Çifte olumsuzlamanın bazı dillerde olumlu bir anlamı varken bazılarında olumsuz bir anlam yol açtığını henüz belirtmiş ve fakat çifte olumlulamanın hiçbir dilde olumsuz bir anlam ortaya çıkartmadığını anlatmaya başlamıştı ki arkalardan onu dinlemeye gelmiş ünlü bir matematikçinin sesi duyuldu:
  • - Tabi, tabi!..
NAZİ KAMPI
Hitler birgün kamplardan birini ziyaret ederken oradaki tutuklulardan birine sorar:
  • - 5, 3 daha kaç eder?
Mahkum 6 diye cevap verdiğinde yanındaki kurmaya döner ve kızgın bir ses tonuyla:
  • - Ne biçim toplama kampı bu?..
diye azarlar.
GOLF
Bir rahip, bir doktor ve bir matematikçi golf oynamak maksadıyla golf sahasına gittiklerinde görürler ki saha doludur. Fakat işin enteresan yanı o sırada oyun oynamakta olan yaşlı dört adam oldukça kötü oynamaktadırlar. Sonunda dayanamayıp yetkiliye şikayet ederler:
  • - Evet kabul ediyoruz, sıra onların fakat siz çok iyi bir kulüpsünüz. Bu kadar kötü bir oyunun oynanmasına nasıl seyirci kalabiliyorsunuz...
Bunun üzerine yetkili o kişilerin kulübün ortaklarından olduklarını ve hepsinin kör olduğunu, bu yüzden o kadar kötü oynadıklarını söyleyince papaz pişmanlık ve mahcubiyet içerisinde:
  • - Ben papazım, lütfen herhangi bir ihtiyaçlarında beni şu kilisede bulsunlar...
der ve apar topar gider. Doktor aynı şekilde:
  • - Ben dünyanın en ünlü göz doktorlarından biriyim. Herhangi bir şikayetlerinde onlara yardım etmeyi çok isterim...
deyip hemen evine doğru yola koyulur. Matematikçi ise gayet soğukkanlı bir şekilde sorar:
  • - İyi de niye gece oynamıyorlar?..
BOMBA KORKUSU
Devamlı uçak seyehatleri yapan bir işadamının en büyük korkusu uçakta bir bomba bulunmasıydı. Bu korku o kadar karşı konulmaz hale gelir ki, dayanamaz ve bir matematikçiye gelip sorar:
  • - Bir uçakta bir bomba bulunması ihtimali nedir?
Matematikçi istatistikleri araştırır, ihtimal hesapları yapar ve adama:
  • - Yüzde bir...
cevabını verir. Adam hiç beklemediği bu cevap karşısında afallar. Bu ihtimal çok yüksektir. Sıkıntı içerisinde geçen birkaç gün sonrasında aynı matematikçiye gelerek:
  • - Peki, bir uçakta iki bomba bulunması ihtimali nedir?..
diye sorar. Matematikçi:
  • - On binde bir...
cevabını verdiğinde rahatlayan adam daha sonra uçağa ne zaman binse çantasında bir bomba bulundurur...
ADAÇAYI
Adam kafeye girmiş ve siparişini vermiş:
·         ·         - Bana bir adaçayı, limonsuz olsun...
Cevap vemiş garson:
·         ·         - Beyefendi limonumuz kalmadı, kusura bakmayın. Portakalsız olsa olur mu?
PARA ÜSTÜ
Adamın biri kafeye gelir ve bir kola içer. Garson hesabı almaya geldiğinde fiyatı sorar. Kola fiyatının 260.000 lira olduğunu öğrenir ve yirmi altı tane on bin liralık demir parayı üstüste dizer. Garson tam parayı alacakken, bir vuruşta hepsini yere saçar. Birşey diyemeyen garson içinden söylene söylene paraları toplamaya başlar. Ertesi gün aynı adam, aynı garsondan bir kola ister. Hesabı öderken aynı şekilde yirmi altı tane on bin liralık demir parayı üstüste dizer. Garson tam parayı alacakken, yüne bir vuruşta hepsini yere saçar. Garson çok sinirlenir fakat birşey diyemez ve paraları toplamaya başlar. Bir sonraki gün aynı adam aynı kafeye tekrar gelir ve yine bir kola içer. Fiyatı sorar garsona. Neler olacağını bilen garson bezgin bir şekilde:
  • - 260.000 TL.
diye cevap verir. O da ne?.. Adam cebinden bir beşyüz binlik çıkarıp uzatır garsona. Garson büyük bir keyifle yirmi dört tane on binliği üstüste dizer ve tam adam alacakken öncekilerden çok daha kuvvetli bir vuruşla paraları kafenin içine saçar. Adam hiç istifini bozmaz. Cebinden iki tane daha on binlik çıkarıp atar diğer paraların arasına:
  • - Boşver... Bir kola daha ver bana...
YANGINA MÜDAHELE
Aynı otelde kalmakta olan mühendis, fizikçi ve matematikçinin herbiri benzer şekilde hata yaparlar ve ağızlarında sigara varken uykuya dalarlar. Mühendis uyanır ve bakar ki battaniye tutuşmuş, hemen banyoya gider. Banyoda bir kova ve bir de fincan vardır. Kovaya su doldurur ve gidip battaniyedeki ateşi söndürür. Benzer şekilde fizikçi de görür ki battaniye yanmakta, hemen banyoya koşar. Aynı şekilde banyoda bir kova ve bir de fincan vardır. Fincanı doldurur ve battaniyenin üzerine öyle bir açıdan boşaltır ki, son damla ile ateş söner. Son olarak matematikçi bakar ki battaniye tutuşmuştur. Banyoya gider ve o da bir kova ve bir fincan görür.
  • - Kova ile direkt olarak, fincan ile de boşaltma açısını hesaplayarak yangın kolayca söndürülebilir...
der ve yatar...
KAYNAMA NOKTASI
Temel Anadolu Lisesi sınavına hazırlanmakta olan oğlu Dursun'a sormuş:
  • - Söyle pakayum Tursun, su kaç terecede kaynayi?
Dursun biraz düşündükten sonra yanıtlamış:
  • - Toksan terecede...
Bunun üzerine Temel oğluna yeni birşey öğretme hazzıyla düzeltmiş cevabı:
  • - Pilemedun, toksan terecede tik açı kaynayi...
DOĞUM GÜNÜ
Görevli memur iş için başvuruda bulunan Temel'in formunu doldururken sorar:
  • - Doğum gününüz?
- 3 Ağustos...
diye yanıtlar Temel. Görevli bunun üzerine:
  • - Hangi yıl?
diye sorunca Temel direk yanıtlar soruyu:
  • - Her yıl...
MİLLET VE MEDENİYET
Uluslararası bir konferansa Temel de katılır. Konferansta Alman bir profesör:
  • — Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda yirmi beş metre aşağı indik ve telefon tellerine rastladık. Bu da gösteriyor ki atalarımız yüzyıllar önce telefon kullanıyorlardı...
Der ve alkışlar arasında iner kürsüden. Buna içerleyen Temel kürsüye gelr ve şöyle der:
  • — Biz de benzer bir araştırmayla elli metre aşağıya kadar kazdık ve fakat hiçbir tele rastlamadık. Bu da gösteriyor ki atalarımız bundan yüzyıllar önce cep telefonu kullanıyorlardı...
SAYMANIN ÖNEMİ
Filozof  Temel yine formundadır:
  • - İnsanlar üçe ayrılır: Saymasını bilenler ve bilmeyenler...
TERS MANTIK
Temel coğrafya öğretmenine sorar:
  • - İstanbul'dan Ankara'ya uzaklık kaç kilometre?..
- 450...
diye yanıtlar öğretmeni. Temel bunun üzerine:
  • - Peki Ankara'dan İstanbul'a uzaklık kaç kilometre?..
diye sorduğunda öğretmen hiç düşünmeden:
  • - Aynı uzaklık, 450...
diye cevapladığında Temel biraz duraklar ve itiraz eder:
  • - Öyle olmayabilir, mesela Ramazan Bayramı'ndan Kurban Bayramı'na iki, Kurban Bayramı'ndan Ramazan Bayramı'na ise on ay var...
ORUÇ
Temel Dursun'a sorar:
·         ·         - Ula Tursun. Sen oruçlu oruçlu kaç hamsi yersun?
Dursun:
·         ·         - Yüz tane yerim.
deyince Temel:
·         ·         - Olur mu ula?.. İlk hamsiyi yediğinde oruç bozulur, diğer toksan tokuz sayılmaz.
Bu cevap Dursun'un çok hoşuna gider. Yolda gördüğü İdris'e sorar:
·         ·         - Ula İdris. Sen oruçlu oruçlu kaç hamsi yersun?
İdris:
·         ·         - Valla elli tane falan.
Hayal kırıklığına uğrayan Temel:
·         ·         - Ula yüz deseydun sağa çok güzel bişey anlatacaktum.

İKİ KERE İKİ I
İlkokulda öğretmen Temel'e sormuş:
  • - 2 kere 2 kaç eder?
Temel düşünmüş ve cevap vermiş:
  - 10 eder...
Öğretmen kızmış:
  - Amma yaptın ha Temel... 2 kere 2, 4; pilemedun 5. Nerden 10 edecek?..
İKİ KERE İKİ II
Trabzon'un en zengininin oğlu olan Temel matematik dersinden sürekli çakıyormuş. Hocası son sınavı tezahüratla ona moral verilsin diye Avni Aker stadında yapmaya karar vermiş. Stad tıklım tıklım dolmuş. İzleyenler Temel'e müthiş tezahürat yapıyorlarmış. Hocası kolay bir soruyla baslayayım demiş ve:
         - 2 kere 2 kaç eder?..
diye sormuş. Temel düşünmüş düşünmüş ve:
- 4 eder...
demiş. Statta derin bir sessizlik olmuş. Ardından bütün stad hep bir ağızdan:
 - Hocam, pi şans daha!..
İSRAF
Temel bir gün bakkala gitmiş ve doksan dokuz tane ekmek istemiş. Bakkal:
- Yüz tane olsa olmaz mı?..
diye sorunca Temel yanıtlamış:
 - Ula kim yiyecek o kadar ekmeği?..
İDDİA II
Bir gün Dursun Temel'in yanına gelerek demiş ki:
- Temel, cebimdeki bilyelerin sayısını bilirsen ikisini de sana vereceğim...
Temel hemen yanıtlar:
- Üç!..
SORUNUN ZORU I
Beşir, Mevlüt ve Yaşar'ın yaşları toplamı 47'dir. Üç sene sonra Beşir belki de 24 yaşında olacağından bunu şimdiden tahmin etmek imkansız gibidir. Beşir, Mevlüt ve Yaşar'ın gözleri toplamı 6'dır. Yaşar'ın saatteki ortalama hızı 4,17 dolar olduğuna göre Mevlüt'ün gerçek adı nedir?
a) Ebegümeci       b) Ahu       c) Mozambik       d) Hiçbiri       e) Hepsi
SORUNUN ZORU II
Osmaniye'den yola çıkan bir otomobille, İzmir'den yola çıkan bir kamyonetin, Ağrı dağı eteklerinde karşılasmasına ramak kalmışken Bursa'dan yola çıkan Antep plakalı bir otobüsün Ankara'ya ulaşması ne denli mümkün olabilir?
a) Acaip     b) 1200 USD    c) Üç tane     d) 18:30    e) 100 hektar
 
 
2 ziyaretçi (3 klik)

www.ÖrnekSiteLigi.tr.gg

footer
Hakkımızda
Burada site hakkında yazılar vs... olabilir.
footer
Recent Picture
Grand Conyon 2005 - taken by Jack Cator
footer
Example Poll
example poll
footer
Random Affiliate
Free Templates
footer
Copyright © 2008 Free Templates by Zymic - Free Web Hosting - Best Viewed in Mozilla Firefox
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol